
Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen “7. Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi”, 18-19 Nisan 2025 tarihlerinde Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşke Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştiriliyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi, NP Etiler ve NP Feneryolu Tıp Merkezi, Türk Psikolojik Danışma Rehberlik Derneği ve Pozitif Psikoloji Enstitüsü paydaşlığında Üsküdar Üniversitesi tarafından bu yıl 7’ncisi gerçekleştirilen Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi, bu alanda çalışmalar yürüten uluslararası düzeyde uzman isimleri ağırlıyor. İki gün sürecek kongrenin bu yılki teması, “Nörobilim Temelli Pozitif Psikoloji” olarak belirlendi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Pozitif Psikoloji dersinin ilk kez 2013 yılında başladık”
Fi-jital olarak gerçekleştirilen kongrenin açılışında “İkinci dalga pozitif psikoloji” başlıklı konuşma yapan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Pozitif Psikoloji dersinin ilk kez 2013 yılında, rektörlük dersi olarak Üsküdar Üniversitesi’nde başlatıldığını ifade ederek, “Biz bu dersi 2013’te programa aldık, Harvard Üniversitesi ise 2015 yılında Pozitif Psikoloji dersini koydu. Yale Üniversitesi 2018’de bu dersi programına dahil etti. Sonrasında, özellikle Covid döneminde, Yale bu dersi halka da açtı. Ve bu gelişme, 2021 yılında New York Times’da haber oldu. Kısa sürede 3,5 milyon kişi Pozitif Psikoloji dersine kayıt yaptırdı. Bu da bize gösteriyor ki, bu alana yönelik toplumda ciddi bir ihtiyaç ve sosyal etki potansiyeli var. Yine İngiltere’deki Bristol Üniversitesi, 2019 yılında, özellikle gençler arasında artan intihar vakalarını önlemek amacıyla Pozitif Psikoloji dersini programına aldı.” diye konuştu.
Bu yıl, Pozitif Psikoloji kongresinde “Nörobilim Temelli Pozitif Psikoloji” temasının seçildiğini, artık bu alanda kanıtların çoğaldığını dile getiren Tarhan, “Beynin, pozitif psikoloji uygulamalarıyla daha sağlıklı çalıştığını; mutlulukla bağlantılı beyin yapıları ve süreçlerinin nasıl işlediğini artık bilimsel verilerle görebiliyoruz. Bu artık tamamen kanıta dayalı bir psikoloji yaklaşımı.” ifadesinde bulundu.
“Klinik hipnoz sırasında kişinin Default Mode Network’ü aktive edilir”
Pozitif psikoloji açısından en önemli networkün, Default Mode Network (DMN) denilen yapı olduğunu dile getiren Tarhan, “Default Mode Network, yani varsayılan mod ağı, anlam üretme ve kişinin hayattaki yerini tanımlamasıyla ilişkili bir beyin ağıdır.” dedi.
Zihinsel gezinti sırasında, yani hayal kurarken veya bir anlam arayışı içindeyken hep Default Mode Network’ün kullanıldığını anlatan Tarhan, “Klinik hipnoz, zihinsel farkındalık, anlam arayışı, kişinin yaşamda kendine bir yer bulma süreci hep bu ağla ilişkilidir. Mindfulness ve meditasyon, kişinin problemleri kabullenmesine yardımcı olurken, klinik hipnoz kişiye problem hakkında eyleme geçme imkânı sunar. Yani klinik hipnoz sırasında kişinin Default Mode Network’ü aktive edilir. Bu esnada kişi, bilinçli seçimini terapiste bırakır. Terapi sürecinde bu ağ aktif hale getirilir ve kişinin yönlendirilmesi sağlanır.” şeklinde konuştu.
“İkinci Dalga Pozitif Psikoloji, yani Pozitif Psikoloji 2.0 ortaya çıktı”
Klasik Pozitif Psikoloji zamanla bir evrim geçirdiğini, yeni bir aşamaya ulaştığını kaydeden Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti:
“Bu gelişimle birlikte İkinci Dalga Pozitif Psikoloji, yani Pozitif Psikoloji 2.0 ortaya çıktı. Klasik Pozitif Psikoloji ne diyordu? ‘Olumlu duygulara odaklanmak gerekir.’ Neşe, umut, şükran gibi pozitif duygulara yönelmeyi savunuyordu. Yani bu yaklaşım, bireyin pozitif yönlerini güçlendirmeye odaklanıyordu. Klasik psikoloji genellikle bireyin eksi seviyeden sıfıra, yani normal düzeye gelmesini hedeflerken, Pozitif Psikoloji sıfırdan artıya çıkmayı amaçlıyordu. Ancak bu yaklaşımı Pollyanacılık olarak anlamamak gerekir. Zamanla bu yaklaşım daha da derinleşti ve ikinci bir boyut kazandı:
Pozitif Psikoloji 2.0. Klasik Pozitif Psikoloji daha çok ‘Nasıl mutlu oluruz?’ sorusunu temel alırken,
Pozitif Psikoloji 2.0, ‘Nasıl anlamlı ve dayanıklı bir yaşam süreriz?’ sorusunu öne çıkarıyor. Klasik yaklaşım, zorluklardan ve olumsuzluklardan uzak durma eğilimindedir. Oysa Pozitif Psikoloji 2.0 der ki; ‘Karanlık yönler, travmalar ve acılar; büyümenin bir parçası, hatta kaynağıdır.’ Bu yaklaşım, pozitif psikolojiye bambaşka bir perspektif kazandırıyor.”
“Pozitif Psikoloji, terk ettiğimiz birçok kadim değeri de yeniden keşfetmektedir”
“Geliştiren Travma Tezi’ne göre, bir travma yaşadığımızda bu travmayı geçmişe dönüp çözmekten ziyade, ‘Bu travma bana ne öğretti?’ sorusuyla ele almak, travmayı bir büyüme fırsatına dönüştürmek mümkündür.” diyen Tarhan, şunları dile getirdi:
“Pozitif Psikolojiyi, psikolojik kaynaklarımızı yönetme kuralları çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Hayatın acılarını yok sayarak ya da görmezden gelerek insanı ne tedavi edebiliriz ne de kolayca mutlu olmasını sağlayabiliriz. Acılar olacaktır; önemli olan bu acıları kabullenmek ve yönetmektir.
Pozitif Psikoloji de bu noktada, acıları yok saymak değil, onlarla başa çıkabilmeyi öğretmek anlayışını benimser. Pozitif Psikoloji, insanların toplumsal yaşamda daha mutlu olmalarını sağlayacak bilimsel yöntemleri sunarken, aynı zamanda geçmişte terk ettiğimiz birçok kadim değeri de yeniden keşfetmektedir. Bu değerler, bizim Anadolu irfanı olarak bildiğimiz, köklü kültürel birikimimizde zaten mevcuttur. Nitekim Pozitif Psikolojinin öncülerinin, her ne kadar açıkça referans vermeseler de
Mevlânâ gibi düşünürlerden büyük ölçüde ilham aldıkları bilinmektedir.”
Prof. Dr. Nazife Güngör: “Öğrencilerimizde ve akademik çevrelerde bir farkındalık oluşturmak istiyoruz”
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör kongre açılış konuşması kapsamında, pozitif psikolojinin yıllardır üniversitede ders olarak verildiğini kaydederek, “Aynı zamanda üniversitemizin eğitim-öğretim yaklaşımında ve akademik bakış açısında önemli bir yer edinmiş bir kavram. Ancak biz bu kavramı sadece yüzeysel bir iyimserlik olarak değil; sorgulayıcı, eleştirel bir bakış açısıyla ilişkilendirerek ele alıyoruz. Bu yaklaşımımızla hem akademik hayata değerli bir dokunuşta bulunmayı, hem de insan yaşamına değer katmayı amaçlıyoruz. Kendimizi, insan olarak varoluşumuzu sorgulamak; öğrencilerimizde ve akademik çevrelerde bir farkındalık oluşturmak istiyoruz. Dünya belli ölçüde zaten bir yöne gidiyor ama biz istiyoruz ki dünya bize rağmen bir yerlere gitmesin. Biz de bu sürece dahil olalım, katkı sunalım. Dünyaya değerli dokunuşlarla yön vermeye çalışalım. Çünkü her birimiz bu dünyanın bir parçasıyız ve birlikte bu dünyayı oluşturuyoruz. Bu yüzden küçük bir azınlığın, bize rağmen, dünya adına kararlar almasını kabul etmeyelim. Biz sorgulayalım, biz farkında olalım, biz düşünelim.” diye konuştu.
Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak: “Hak ve hukukun pek tanınmadığı, yeni bir dünya düzeninden söz ediyoruz”
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak ise açılış konuşmaları kapsamında pozitif psikolojinin dünyayla ilişkisine işaret ederek, şöyle devam etti:
“Şu anda içinde bulunduğumuz koşullar bambaşka bir uygarlık düzenini işaret ediyor. Endüstri 4.0 dediğimiz bu dönemde, her şeyin adeta tepe taklak olduğu, birey olarak kendimizi dünyaya karşı oldukça çaresiz hissettiğimiz, hatta artık bir birey bile olamadığımız bir süreçten geçiyoruz. Çünkü birey olmanın, görevlerinin ve beklentilerinin ötesinde hak ve hukuku da vardır. Oysa artık bu hak ve hukukun pek tanınmadığı, yeni bir dünya düzeninden söz ediyoruz. Bu yeni dönemde hem merkezi siyasi otoritelerin hem de ‘tekno-oligarşi’ olarak adlandırılan dijital diktatörlüğün, hayatımızın her alanına nüfuz ettiği bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Peki, böyle bir ortamda biz ne yapacağız? İşte bu tür pozitif psikoloji kongreleri, yalnızca bireysel düzeyde değil, aynı zamanda bütün bir toplumun, geniş bir topluluğun iyilik ve esenlik arayışını, hayata yeni anlamlar katma çabasını da yansıtacak şekilde şekilleniyor. Yani, bizler bir yandan kendimizi iyileştirirken, diğer yandan içinde yaşadığımız toplumu, çevremizi ve uygarlığımızı da iyileştirmeyi başarmak zorundayız.”
Dr. Fatma Turan, “Psikolojik iyi oluşa katkıda bulunacağınız bir kongre diliyorum”
Kongre Genel Sekreteri Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Fatma Turan ise kongre çalışmalarına ilişkin bilgi vererek “Psikolojik iyi oluşa katkıda bulunacağınız bir kongre diliyorum” ifadelerini kullandı.
Klinik Psikolog Dr. Fredrike Bannink’den konferans…
Kongre kapsamında Hollanda’dan “201 Pozitif Psikoloji Uygulamaları- Bireyler ve Toplumlarda İyi Oluşu Geliştirmek İçin” isimli kitabın yazarı Klinik Psikolog Dr. Fredrike Bannink, “Pozitif Bilişsel Davranışçı Terapi – BDT: İyi Oluşu Artırmanın Bir Sonraki Sınırı” başlıklı sunum gerçekleştirdi ve yeni çıkan kitabının tanıtımını yaptı.
Kongre iki gün sürecek
Kongrede Akdeniz Üniversitesi’nden Prof. Dr. Tuğba Sarı “Pozitif Psikoterapi ile Kendine Yardım Uygulamaları: Zorlukları Güçlendirme Fırsatına Dönüştürmek”, Marmara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Asil Özdoğru “Gülümseyen Yüz İfadesinin Duygulanımsal Etkileri” başlıklı konferans verdi.
Kongrede Uzm. Klinik Psikolog Ahmet Yılmaz “Travma ve Pozitif Psikoterapi”, Klinik Psikolog Hazal Aslan “Ergen Psikolojisinde Yaratıcı Tekniklerin Kullanımı”, Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Kaan Ildız “Üç Boyutlu Baskıların ve Sanatsal Malzemelerin Terapötik Kullanımı”, Uzm. Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir ve Uzm. Klinik Psikolog Sera Elbaşoğlu “Travma ve Pozitif Psikoterapi”, Uzm. Klinik Psikolog Özgenur Taşkın ve Uzm. Klinik Psikolog Cumali Aydın “Travmanın Nörobilimi ve Pozitif Psikoterapi ile İyileşme”, Uzm. Psikolojik Danışman Sevda Kısrık “Ebeveynle İlk Temas: Görüşme Stratejileri ve Çocukla Etkileşim Teknikleri”, Psikoloji Bilim Uzmanı / Aile Danışmanı Şeyda Betül Kılıç “Yas, Bağlar ve Psikolojik Esneklik: Devam Eden Bağlar Teorisi Perspektifi”, Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Turgut ve Arş. Gör. Sümeyye Eliz Burhan “İnsan ve Makine Duygusal Etkileşimi: Yapay Yakınlık İlişkileri Nasıl Etkiler?” başlıklı atölyeler gerçekleştirdi.
Kongrenin ikinci günü olan 19 Nisan Cumartesi de Dr. Öğr. Üyesi Fatma Turan “Pozitif Psikolojide Bilişsel Esnekliğin Önemi”, Prof. Dr. Sinan Akbaba da “Eleştirel Düşüncenin Psikoterapi Yaklaşımlarındaki Yeri” konulu konferans verecek. Ayrıca “Pozitif Psikoloji” başlıklı panel de düzenlenecek. Moderatörlüğünü Dr. Öğr. Üyesi Kerem Çetinkaya’nın yapacağı panelde, Çetinkaya “Pozitif Benliklerle Yolculuk”, Dr. Eren Murat Dinçer “Problem Hikayelerinin Ötesi”, Uzm. Klinik Psikolog Ahmet Kara “Travma Sonrası Gelişim” başlıklı konuşma yapacak.
Kongrede Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ “Pozitif Psikolojinin Nörobilimsel Temelleri: Yeterince Kanıt Var mı?”, Prof. Dr. Sultan Tarlacı “Vagus’un Mırıltısı: İyi Oluşun Anahtarı Kulağınızda”, Dr. Öğr. Üyesi Abdurrahman Kendirci “Pozitif Psikolojide Metafor Kullanımı”, Prof. Dr. Gül Eryılmaz “İlişki Bilimi” başlıklı konferans gerçekleştirecek.
Açılış konseri ilgiyle seyredildi…
Kongre kapsamında Sanatçı Öğr. Gör. Marius Mustafa Arabacı ve Piyanist Mehrshad Hashemi’nin canlı performansı ise kongre katılımcıları tarafından ilgiyle takip edildi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı