Temajet © 2021. Tüm hakları saklıdır.

İstanbul Son Haber

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Genel
  4. »
  5. EÜ’de baharın müjdecisi “Nevruz Bayramı” Coşkusu

EÜ’de baharın müjdecisi “Nevruz Bayramı” Coşkusu

Hasan TOPÇU Hasan TOPÇU - - 8 dk okuma süresi
5 0

Baharın gelişini müjdeleyen, Anadolu ve Orta Asya ülkeleri tarafından çeşitli etkinliklerle kutlanan “Nevruz Bayramı” dolayısıyla Ege Üniversitesi (EÜ) Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü (TDAE) tarafından “Türk Dünyasında Nevruz Gelenekleri” konulu konferans düzenlendi.

Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen konferansa konuşmacı olarak Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alimcan İnayet yer aldı. Etkinliğe, EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan, EÜ Hemşirelik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Dönmez, EÜ Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Özge Gülbey, EÜ Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü (TDAE) Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

 Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren Prof. Dr. Mehmet Ersan, “Öncelikle hepinizin Nevruz Bayramı’nı kutluyorum. Bu bayramın ülkemiz için, Türk Dünyası için birliğe, beraberliğe, kardeşliğe, barış ve huzura vesile olmasını dilerim. Nevruz; baharın ve yeni yılın simgesidir. Bugün Anadolu sahasında  ‘Mart dokuzu, gün dönümü, sultan nevruz’, Azerbaycan, Kazakistan Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan, Tataristan, Doğu Türkistan ve Balkan Türkleri arasında ise ‘noruz, navrız navruz, mevriz, ulustın ulı küni,  ulu gün’  gibi isimlerle kutlanıyor” dedi.

Her yıl 21 Mart’ta kutlanan Nevruz’un, yeni yılın,  baharın ve yeni bir döngünün başladığı gün olduğunu belirten Prof. Dr. Ersan, “Küskünlüğe, dargınlığa son verilip, kardeşliğin, dostluğun toplumsal dayanışmanın en güzel örneğinin sergilendiği bir gündür. Türklerin Ergenekon’dan çıkıp, özgürlüğe kavuştuğu gündür. Nevruz, Türk boylarını birbirine bağlayan bir kültür bağı, Türk milli kültürü ve kimliğini besleyen bir kaynaktır. Bugün Türk Dünyasında sözlü kültür, sanat, spor, mutfak kültürü ve folklor ile ilgili zengin içeriklerle kutlanmaktadır. Bu bayram toplumdaki çeşitli grupları bir araya getirmede, değişik ülkeler ve milletler ve halklar arasındaki kültürel bağları güçlendirip, kardeşlik ve dostluğu pekiştirmede, bölge ve dünyada barışın tesis edilmesinde son derece etkili bir güçtür. Nevruzu öncekilerin bize bıraktığı miras temelinde çağımızın değerleri ile zenginleştirerek, gelecek nesillere ulaştırmak durumundayız. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizin Nevruz Bayramı’nı kutluyorum.  Nevruzun bereketli huzura, birlik ve beraberliğimize, barışa vesile olmasını dilerim” dedi.

“Türk Milletinin Nevruz’u içselleştirmesi gerekiyor”

Nevruz Bayramının, Türk Dünyası için önemli bir değer olduğunu belirten TDAE Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit, “Nevruz, baharın gelişi, doğanın yenilenmesi ve canlanmasıyla ilgili olarak kutlanan bir bahar bayramıdır. Kışın bitişi, baharın gelişi ve Ergenekon’dan çıkış sembolü olarak kutlanan nevruz; bahara girişin adıdır. Uyanış, diriliş ve yeniden doğuş günüdür. Nevruz Bayramı, Türk kültüründe hayatın yenilenişini, tabiatın yeniden dirilişini bizlere anlatan kozmik zaman dönümünü simgeleyen günün adıdır. Türk Cumhuriyetlerinin resmi bayramı olan Nevruz, ortak kültürün de sembolüdür. Türk Milletinin Nevruz’u içselleştirmesi gerekiyor. Biz de, Türkiye Cumhuriyeti olarak bu ortak kültür geleneğimize sahip çıkmalı, Türk Cumhuriyetlerinde kutlandığı gibi bizler de Nevruz Bayramı’nı toplumsal düzeye taşıyarak, gerekli özen ve hassasiyeti göstermeliyiz” diye konuştu.

“Nevruz Bayramı, kardeşlik ve dostluğumuzu pekiştiriyor”

Sözlerine, Nevruzun kültürel tarihinden bahsederek başlayan Prof. Dr. Alimcan İnayet, “Baharın müjdecisi Nevruz üniversitemizde her geçen yıl daha zengin içeriklerle kutlanıyor. Nevruz kutlamaları akademik kültür ile halk kültürünü buluşturmakta, öğrenci, öğretim üyesi ve halkı bütünleştirmektedir. Özellikle Türk Dünyasının gençlere tanıtılması noktasında büyük işlev görmektedir. Nevruz, atalarımızın natürist dünya görüşünü, dünyayı anlama ve anlamlandırma tecrübelerini yansıtan kültürel bir olgudur. Artzamanlı ve eşzamanlı olarak farklı dönem ve coğrafyaların kültürel unsurlarıyla zenginleşerek, günümüze kadar gelmiştir” dedi.

Nevruzun kuşaklar arası kültürel birikimin aktarılması yönünden önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İnayet, “Atalarımızın Tanrı, doğa ve insan ilişkisi ile ilgili bilgi, deneyim ve inanışlarının, düşünsel birikimin aktarıldığı kuşaklar arası iletişimin en canlı örneklerinden birisidir.  Nevruz günümüzde etnik, kültürel ve politik sınırları aşmış,  Adriyatik’ten Çin’e kadar olan geniş coğrafya boyunca kutlanmaktadır. Nevruzun kutlandığı ülkeler arasında Balkanlar, Türkiye,  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan, İran, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Afganistan, Tacikistan, Kırgızistan ve Doğu Türkistan bulunmaktadır. Bu bayramın muhtelif ülkeler, milletler ve halklar arasındaki kültürel bağları güçlendirip, kardeşlik ve dostluğu pekiştirmede önemli bir güç olduğu ortadadır” diye konuştu.

“Nevruz geleneklerini gelecek kuşaklara aktarmalıyız”

Nevruzu kutlama gelenekleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. İnayet, “Nevruz Türk Dünyasının ortak değerlerinden birisidir. Nevruz gelenekleri içerik bakımından temizlik, arınma, yenilenme ve bereket anlayışı temelinde oluşturulmuştur. Bu bağlamda nevruzda köy, mahalle, sokak ve evlerde temizlik yapılır, yıkılan ve hasar gören yapılar onarılır, yeni kıyafetler hazırlanır, ateşler yakılıp üzerinden atlanır, nevruz sofrası hazırlanır, bolluk ve bereket için dua edilir. Nevruz; doğanın uyanışını, baharın ve yeni yılın gelişini, bereket, huzur ve barışı, dayanışma ve birlik beraberliği simgeler. Bu bayramı yaşatmak, anlamlı ve zengin içeriklerle gelecek kuşaklara aktarmak durumundayız. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizin nevruz bayramını kutluyorum. Nevruzun; birlik ve beraberliğimize ve barışa vesile olmasını diliyorum” dedi.

Konferansın ardından devam eden bayram kutlama programında “Ateşten Atlama”, “Şiir Dinletileri” ve “Müzik Şöleni” etkinlikleri düzenlendi. Etkinlikte ayrıca,  “Mangala Üç Taş / Dokuz Taş”, “Peçiç”, “Topaç”, “Aşık Oyunu”, “Dalya”, “İp Atlama”, “Mum Dibi” gibi geleneksel oyunlar oynandı. EÜ Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı tarafından hazırlanan müzik dinletisi programa renk kattı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir