Seri üretime kadar yıllar geçecek. Büyük yeteneklere sahip TUSAŞ mühendisleri bu arada bu uçağı 6’ıncı nesle de yükseltebilirler. Çin, Rusya, Japonya ve hazırlık içindeki Avrupa’nın yeni nesil savaş uçaklarının asla gerisinde kalmayacak. Hatta Amerika’nın bize vermediği F-35’i hızla sollayacak. O gün, havacılık gözüyle bakılırsa çok da uzak değil.
Duayen gazeteci Uğur Cebeci, bugünkü köşe yazısında Milli Muharip uçağımız KAAN’ı yazdı. Milli Muharip uçağı Kaan’ın yerden kesilişini dikkatle izledim. Tırmanışı, düz uçuşa geçişi ve geri dönüp inişi… Hepsi heyecan vericiydi. Sanki yıllardır uçuyormuş gibi rahat bir görüntü sergiledi. Kumanda eden test pilotu Barbaros Demirtaş’tı, onun da notları kabarıktı. Kim bilir ne işaretler almıştı. Ama zaten bu uçuşlar bunun için yapılıyordu. Bilmediğimiz ve hiç zaman bilemeyeceğimiz ne özellikler gökyüzündeki ilk buluşmada kendilerini kanıtlamışlardı.
Görünen Kaan, 5’inci nesil bir savaş uçağı. Onu daha şimdiden 5.5 nesle yükselten özellikleri belki zamanla ortaya çıkacak. Radar izini düşüren özel boyası ve tasarımıyla odak noktası olan KAAN, gövde içi istasyonları ve içerdiği yüksek teknolojiyle 5’inci nesil arasında yer aldı. Yerli üretim AESA radarı bulunan KAAN art yanıcı kullanmadan süper sonik hızlara çıkabiliyor. Süper seyir özelliğine sahip olan KAAN süper itki sistemi, kaska monteli nişangah, sentetik açıklıklı radar sistemi (SAR), kızılötesi arama ve takip sensörü, elektro-optik hedefleme sistemi gibi son teknoloji sistemlere sahip.
Bu çok yüksek manevra kabiliyetine sahip uçak MMU Kaan, topu topu 13 dakika havada kaldı. Ama bu küçümsenecek bir süre değil. Emekleyen bir çocuğun ilk ayağa kalkışı gibi bir şey. Dengede durdu, verilen talimatları yerine getirdi ve çok düzgün bir inişle piste geldi. Oynaşıp duran yatay stabilezer ise onun yeteneklerinin desteği içinde yer alıyordu.
KAAN’A GİDEN YOL
Eski adıyla TAI işe önce off-set anlaşmalarından gelen uçak parçaları üreterek başladı. İlk zamanlar küçümsenen bu işte, önce Boeing ve Airbus için ürettiği parçalarda kusursuzluğa ulaştı. Sonra iş montaj yapmaya taşındı. Hatta bunu küçümseyenler yine çok oldu. Ama sonra bu montaj işi doruğa çıktı. 278 adet F-16’ının montajı yapıldı. Üç adet mükemmel, 29 adet sıfır hata sonucuna ulaşıldı. Ayrıca Mısır Hava Kuvvetleri için de 46 F-16 uçağının montajı yapıldı. İspanyol Casa imalatı CN235 nakliye uçaklarının da montajı yapıldı, hatta neredeyse imalatına geçildi. Ve sonra TUSAŞ adını alan kuruluş, diğer savunma sanayi şirketleriyle ortak çalışmalar yaptı. Hızla Hürkuş, Hürjet gibi neredeyse çoğu milli parçalardan oluşan uçaklar, helikopter, Anka gibi insansız hava araçlarını peş peşe üretmeye başladı. Kaan’ın motoru da yakında yerli olacak. Pilotun zor durumda kullanacağı fırlatma koltuğu da belki Türkiye’de yapılacak. Kabına sığmayan TUSAŞ’ın diğer tarafında Bayraktar grubu yaptığı insansız hava araçlarının silahlı-silahsız olanları ile bir dünya markası haline geldi bile.
Bayraktar savunma sanayimizin bir başka projesini göğüsledi. Kızılelma adı verilen insansız savaş uçağı şu anda dünya silah sanayiinin dikkatle izlediği bir platform. Hatta bu sanayinin çok uluslu casusları şimdi buralarda, yani bizim ülkemizde büyük ihtimal cirit atıyorlardır. Zaman zaman yakayı ele veriyorlar. TB-3, Akıncı C, Kızılelma yerinde duramayan büyük projelerden hayata geçiyorlar.
BİNLERCE MÜHENDİS ÇALIŞIYOR
TUSAŞ VE BAYRAKTAR‘ın yaptıkları saymakla bitmiyor. Binlerce mühendis yaratıcılıklarını kullanacakları harika platformlarda çalışıyor. Selçuk ve Haluk Bayraktar bir yanda, TUSAŞ’ın Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil diğer yanda, hepsi harika işlere imza attılar. Ben savunma sanayiinin tırmanışı ve Kaan’ın üretiminde emeği olan eski başkan İsmail Demir’i de anmadan geçmek istemem. Göreceksiniz TUSAŞ yerinde duramayacak, sistem ortağı diğer kuruluşlarımız da bu uçağı gelecekte 6’ıncı nesle çıkaracaklardır. Japonlar, Çinliler, Ruslar ve Amerikalılar… Avrupa’nın ortak oluşumu yeni nesil savaş uçakları için deli gibi çalışıyorlar. Abartmayayım ama sanki Kaan’ın tasarımı, yapısal özellikleri ve ilk uçuşu bizim rekabette ciddi bir sollama yaptığımızı gösteriyor.
Tabii ki Aselsan ve Roketsan gibi muhteşem kuruluşlarımızı defalarca alkışlamalayız. Bizim de, her zaman enflasyonla boğuşan Brezilya’nın Embraer fabrikasına yaptığı gibi savunma sanayi kuruluşlarımızı, özel ya da devlet kuruluşu olabilir, hepsini her zaman enflasyonlardan korumamız ve sistem üstü görmemiz-tutmamız gerekiyor.
TEMEL KOTİL: ÇOK HIZLI YAPTIK
Kaan’ın dünyanın en hızlı biten uçağı olduğunu açıklayan TUSAŞ Genel Müdürü Prof.Dr. Temel Kotil, “Bizim uçağımız F22-F35 arasında. Bizim uçağın hava görevini daha iyi yapması gerekiyor” diyor. Kotil sonra şöyle devam ediyor: “Şu an elimizde bir tane var. Yedi tane daha olacak. 2028’de Hava Kuvvetleri’ne vereceğiz, F16’lardan daha kuvvetli olacak. 2030-2032 yıllarında ayda iki tane üretmeye devam edeceğiz. Çin ve Ruslar’ın uçakları var ve satmıyorlar. ABD’lilerin F22’si var, o da kimseye satılmıyor. KAAN bir insan hikâyesi. Zor bir proje. Türkiye kendini ispatladı. 25 tonla havaya kalktı, çok stabildi. Bu uçağın uçmaya devam etmesi, yedi uçağı bitirmek hızlı hedefimiz. Bütün alt sistemler Aselsan’dan gelecek. MİLGEM’den gelecek. İniş takımları gelecek. Yerli motor gelecek.”
KAAN’IN BİLİNEN ÖZELLİKLERİ
* Mürettebat: 1
* Uzunluk: 21 metre
* Yükseklik: 6 metre
* Kanat açıklığı: 14 metre
* Motorlar: 2 adet General Electric F110-GE-129 artyakıcı turbofan (Sadece prototipler için)
* Artyakıcı olmadan itki gücü: 2 x 17.155 pound-kuvvet (76 kN)
* Artyakıcı ile itme gücü: 2 x 29.400 pound-kuvvet (131 kN) 8/10
* Azami hız: Mach 1,8 (2.210 km)
* Maksimum uçuş yüksekliği: 17.000 metre
* G limiti: +9g / -3,5g
patronlardunyasi.com